ABD'de döviz peşine düşen Şimşek: Türkiye ekonomisinde her şey yolunda
G20, IMF ve Dünya Bankası toplantıları kapsamında ABD'de sermaye gruplarıyla temaslarını sürdüren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinde her şeyin yolunda gittiğini öne sürdü.

Fotoğraf: AA, Kolaj: Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Bakan Mehmet Şimşek, ABD'de sermaye turuna devam ediyor

Bakan Mehmet Şimşek, ABD'de sermaye peşinde
ABD'de uluslararası sermayeyle görüşme turuna devam eden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, orta vadeli programı (OVP) överek Türkiye ekonomisinde her şeyin yolunda gittiğini öne sürdü.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturmak iddiasıyla uyguladıkları sömürü programının yolunda gittiğini ileri sürerek, küresel ekonomideki belirsizliğe karşı ihtiyatlı, sorumlu ve sürdürülebilir makroekonomik politikalara sadık kaldıklarını ifade etti.
AA'da yer alan habere göre Şimşek, G20, IMF ve Dünya Bankası toplantıları kapsamında gittiği ABD'de, Atlantic Council tarafından düzenlenen etkinlikte, Türkiye ekonomisine ilişkin konuştu. Şimşek, uyguladıkları sömürü programında olumlu yönde ilerleme kaydedildiğini ileri sürdü.
'Program yolunda gidiyor'
Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturmak iddiasıyla uyguladıkları sömürü programını öven Şimşek, "Program yolunda gidiyor" dedi. Şimşek, uygulanmakta olan makroekonomik istikrar ve reform programının temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek olduğunu ileri sürerek, bunun devam eden bir süreç olduğunu ifade etti.
Son dönemde yaşanan küresel dalgalanmaların, enflasyonu hem aşağı hem de yukarı çekebilecek faktörler barındırdığını belirten Şimşek, petrol fiyatlarındaki düşüşün ve sıkılaşan finansal koşulların enflasyonu aşağı çekebileceğini öne sürdü. Bakan Şimşek, "Sonuç olarak, enflasyonun programın hedef bandı içinde kalması muhtemel" diye konuştu.
'Aşağı yönlü riskler var'
Bakan Şimşek, küresel ticaretteki belirsizliklerin büyümeyi ve dolayısıyla ihracatı olumsuz etkileyebileceğini kaydederek ancak içeride sıkı finansal koşulların talebi baskılayarak ithalatı azaltabileceğini, petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte cari açığın hedefin altında kalabileceğini öne sürdü.
Şimşek, büyüme tarafında ise son gelişmelerin etkisiyle aşağı yönlü risklerin olduğunu aktardı.
Bu yıl bir mali disiplin sürecine girildiğini ifade eden Şimşek, "Harcama disiplini sürdürülecek" dedi.
'Hiçbir kriz boşa harcanmamalıdır'
"Yapısal dönüşümü" hızlandırmak istediklerini söyleyen Şimşek, "Küresel ekonomi politikalarındaki belirsizliğe karşı yanıtımız; ihtiyatlı, sorumlu ve sürdürülebilir makroekonomik politikalarımıza sadık kalmaktır" ifadelerini kullandı.
Şimşek, yapısal dönüşümün, dijital altyapı ve yapay zekaya hazırlığın yanı sıra petrol ve doğal gaz ithalatına bağımlılığı azaltacağı öne sürülen yeşil dönüşüm yatırımlarını da içerdiğini ifade ederek, "Hiçbir kriz boşa harcanmamalı" dedi.
Küresel ticaretteki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine Şimşek, "Küresel ticaretin parçalanması biz dahil kimse için iyi olmaz" yanıtını verdi.
Küresel ticaretin parçalanmasının küresel büyüme üzerinde bir baskı yaratma riski olduğunu söyleyen Şimşek, "Türkiye'nin büyümesi ağırlıklı olarak iç talep, yani yatırım ve tüketime dayanıyor" dedi.
Şimşek, Avrupa Birliği ve çevre ülkelerle imzalanan serbest ticaret anlaşmalarının, ihracatın yaklaşık üçte ikisini güvence altına aldığını ileri sürdü.
Asya ülkelerinin ABD'nin tarifelerine nasıl karşılık vereceğinin belirsizlik yarattığını aktaran Şimşek, tarifelerdeki 90 günlük ertelemenin ardından aynı çizgide devam edilmesi halinde, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından en büyük riskin dolaylı etkiler olacağını kaydetti.
Asya ülkeleri dahil, ülkelerin üretim kapasitesini yok etmesinin çok nadir görülen bir durum olduğunu ifade eden Şimşek, Asya'nın elinde devasa bir ölçek olduğunu ve bunu Türkiye pazarına aktarma olasılığının yüksek olduğunu dile getirdi.
Şimşek, bu durumun bazı avantajlarının da olabileceğine işaret ederek şunları söyledi:
"Türkiye, güçlü üretim kültürü ve kapasitesiyle bu alanda öne çıkan sayılı ülkelerden biri. Özellikle Batı ile ilişkiler bağlamında, Türkiye'nin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun giderek güçlendiğini gözlemliyoruz. Bu doğrultuda, doğrudan yabancı yatırımlarda artış görülebileceği gibi Asya’dan tedarik edilemeyen bazı siparişlerin Türkiye'ye kayması da mümkün. Bu da Türkiye'yi Batı'dan yatırım ve sipariş çekmek açısından stratejik bir konuma getiriyor. Aynı zamanda bazı Asyalı firmalar da bölgesel ihtiyaçları karşılamak amacıyla Türkiye'de üretim veya lojistik üssü kurma eğiliminde olabilir."
'Türkiye büyük bir ekonomi' iddiası
Şimşek, Türkiye'nin büyük bir ekonomi olduğunu ve son 20-25 yılda birçok gelişmekte olan piyasa ülkesinden daha iyi bir performans sergilediğini öne sürdü.
Şimşek, Türkiye'nin güçlü bağlantılar kurduğunu ifade ederek "Dolayısıyla endişelerin olması anlaşılabilir. Ancak yine de uzun vadeli bir perspektiften bakacak olursak zaman zaman ortaya çıkan bazı sorunlara rağmen Türkiye'nin hâlâ cazip bir ülke olduğunu söyleyebilirim" değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, uyguladıkları sömürü programında olumlu yönde ilerleme kaydedildiğini ileri sürdü.
'Dünya Bankası ile aramız iyi' dedi
Şimşek, AB'nin gelecek 4 yıl içinde 800 milyar avroluk savunma harcaması planını anımsatarak, Türkiye'nin bu ihtiyacı karşılayabilecek endüstriyel kapasite ve kabiliyete sahip sayılı ülke arasında yer aldığını ifade etti.
Dünya Bankası ile ilişkilere de değinen Şimşek, Dünya Bankasının Türkiye'ye olan taahhütlerini, 3 yıl içinde 17 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkardığını söyledi.
Şimşek, "Dünya Bankası ile çok iyi ilişkilerimiz olduğunu söyleyebilirim" dedi. (Ekonomi Servisi)
Evrensel'i Takip Et